Geçtiğimiz aylarda Çetin Akboğa başvurusu ile benzer bir durum için aynı doğrultuda karar veren AYM içtihadını sürdürdü.
Necmi Bekdur yaptığı başvuruda iş kazasından kaynaklanan tazminat talebinin ıslah ile artırılan kısmının zamanaşımı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğini iddia etti. Bilirkişi raporlarının iki yıl gibi uzun bir sürede Mahkemeye sunulabildiğini ve bilirkişinin görevini ihmal ettiğini, Türk hukukunda belirsiz alacak davasına ilişkin düzenlemenin kabulünden önceki dönemde davayı kısmi dava olarak açtığını 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile söz konusu davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiğini ancak bunun kabul edilmediğini ve bunun sonucu olarak ıslah talebine karşı zamanaşımı defi ile karşılaştığını belirten başvurucu adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürdü.
Anayasa Mahkemesi, 23 Mayıs 2023’te yayımlanan Çetin Akboğa kararından alıntılar yaptı. İlgili kararda davanın ıslah ile artırılan kısmının reddedilmesini mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelediğini belirten Anayasa Mahkemesi zararın tümünün yargılamanın başlangıcında bilinmesinin beklenemeyeceğini ve bu sebeple zararın tümü için tazminat talep edilemediğini belirtmişti.
Çetin Akboğa başvurusu için zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden dava açıldığı tarihte başvurucunun zararın miktarını bilebilmesinin mümkün olmadığını ve bu hususun karar alınırken dikkate alınmamasının bilirkişi raporunda belirtilen tazminat miktarını başvurucunun talep edebilme imkanını ortadan kaldırdığını tespit etmişti. Dolayısıyla başvurucunun bilirkişi raporundan sonra artırdığı alacak talebinin zamanaşımı gerekçesiyle reddedilmesinin başvurucuya aşırı bir külfet yüklediği, katlanılması gereken külfet ile hedeflenen meşru amaç arasında külfetin orantısız olduğu dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşılmıştı.
Necmi Bekdur başvurusunda bu görüşlerini yenileyen Anayasa Mahkemesi; iş kazası nedeniyle maluliyet durumunun dava açılış tarihinde belli olmadığını, alınan bilirkişi raporlarıyla zararın tümünün öğrenilebildiğini belirtti. Anayasa Mahkemesi yaptığı değerlendirme sonucunda artırılan kısım yönünden davanın zamanaşımı gerekçesiyle reddedilmesinin başvurucu Necmi Bekdur’a aşırı bir külfet yüklediği ve bu külfetin hedeflenen meşru amaçla orantılı olmadığını belirtti. Sonuç olarak Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında olan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararın detayı için tıklayınız.