Aynı alacaklara ilişkin ikinci kez arabuluculuğa başvurunun zorunlu olmadığına hükmedildi

Yargıtay, öncesinde arabuluculuk son tutanağı düzenlenen ilk davanın usulden reddedilmesi halinde, aynı alacakların konu edildiği ikinci davada yeniden arabuluculuğa başvurunun zorunlu kılınmasının mahkemeye erişim hakkını ölçüsüz bir şekilde sınırlandırdığına karar verdi.

  • Ömer Batuhan Uçmak

  • Şubat 11, 2024

Aynı alacaklara ilişkin ikinci kez arabuluculuğa başvurunun zorunlu olmadığına hükmedildi

Uyuşmazlığın konusu kısaca arabuluculuk anlaşmama tutanağı kapsamında işçi alacaklarının tahsili amacıyla açılan alacak davasının usulden reddine karar verilmesinden sonra, aynı alacaklara ilişkin itirazın iptali davasından önce yeniden dava şartı arabuluculuğa başvurulması gerekip gerekmediği. Diğer bir anlatımla, ilgili Yargıtay kararı işçilik alacağı davalarında, usulden reddedilmiş olsa bile önceki davaya dayanak teşkil eden arabuluculuk anlaşmama tutanağının aynı alacak kalemlerinin konu edildiği bir davada ileri sürülüp sürülemeyeceği noktasını irdeliyor.

Kısaca somut uyuşmazlıktaki olaylar silsilesi özetlenecek olursa;

  1. Haklı sebeple iş sözleşmesini fesheden işçiye ücret ve alacaklarının ödenmemesi sebebiyle işçi tarafından öncelikle arabuluculuk yoluna başvuruldu ve 10.09.2021 tarihinde arabuluculuk son tutanağı imzalandı.
  2. İşveren aleyhine İnegöl 1. İş Mahkemesinde 2021/430 Esas numarasıyla 01.10.2021 tarihinde bir dava açıldı.
  3. İlgili dava kapsamında bazı işçilik alacaklarının ayrılması ile yeni bir esasa (2021/434) kaydedilmelerine karar verildi ve bu noktada ayrılmasına karar verilen alacaklar bakımından ise 06.10.2021 tarihinde belirsiz alacak davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildi.
  4. 11.10.2022 tarihinde ise İnegöl 1. İş Mahkemesi 2021/430 Esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne karar verildi.
  5. Ardından ilgili alacak kalemlerinin tahsili için icra dairesinde 15.11.2022 tarihinde takip başlatıldı ve 21.11.2022 tarihinde işverenin itirazı sonucunda takip durdu.
  6. Takibin devamının sağlanması adına ise işçi tarafından 27.12.2022 tarihinde itirazın iptali davası açıldı.
  7. İtirazın iptali davasını inceleyen ilk derece mahkemesi, davanın 27.12.2022 tarihinde açıldığını dikkate alarak somut durumda arabuluculuk dava şartının gerçekleşmemesi sebebiyle davanın usulden reddine karar verdi.

Bu olaylar silsilesinde bir tarafta davacı yan, tamamıyla aynı alacak kalemleri için açılan dava öncesi düzenlenen arabuluculuk tutanağının itirazın iptali davasında da kullanılabileceğini ileri sürerken; davalı yan ise itirazın iptali davası için arabuluculuğa başvurulmadığını, ileri sürülen tutanaktaki alacakların tefrik edilen (ayrılan) ve başka bir esasa kaydedilen ve aynı zamanda usulden reddedilen bir davaya ilişkin olduğunu ve usulüne uygun bir şekilde arabuluculuk başvurusu yapılmaksızın dava açıldığından davanın usulden reddedilmesi gerektiğini savunmuştu.

İlk derece mahkemesinin dava şartı yokluğu sebebiyle davayı kesin olarak usulden reddetmesi üzerine Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz incelemesi istendi. Bakanlık’ın temyiz sebebi ise aslında arabuluculuk son tutanağının mahiyetine dayanıyor. Bu noktada Bakanlık gerekçesinde 10.09.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağına göre davaya konu kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti ve bakiye ücret alacağının taraflar arasında müzakere edildiğini ve tarafların anlaşamadıkları eldeki davadan önce tekrar arabuluculuğa başvurulsa bile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 23’üncü maddesinin ikinci fıkrasındaki düzenleme uyarınca; tarafların ve uyuşmazlık konusunun aynı olduğu durumlarda birden fazla başvuru yapılması halinde, başvurunun hukuki sonuçları bakımından ilk başvuru esas alınacağından itirazın iptali istemli eldeki davada arabuluculuk dava şartının tamamlandığını belirterek buna göre ilk derece mahkemesinin davayı usulden reddetmesinin yasaya aykırı olduğuna dayanmakta.

Yargıtay ilgili uyuşmazlığı kısaca; arabuluculuk anlaşmama tutanağı kapsamında alacakların tahsili amacıyla açılan alacak davasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinden sonra, aynı alacaklara ilişkin itirazın iptali davasından önce yeniden dava şartı arabulucuya başvurulmasının gerekip gerekmediği şeklinde ele alıyor.

Yargıtay ilk olarak 10.09.2021 tarihli arabuluculuk son anlaşmama tutanağının hem usulden reddedilen davada hem de itirazın iptali davasında sunulduğunu saptadı. Bu noktada her iki davanın konusunu oluşturan alacakların aynı olduğu belirtildi.

Yargıtay; ilk davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddinin ardından, daha önce müzakere edilen ve anlaşma sağlanamayan alacaklar bakımından yeniden arabuluculuğa başvurunun zorunlu kılınmasının ham arabuluculuğun amacına aykırı olduğunu hem de mahkemeye erişim hakkını zedelediğini değerlendirdi. Ki zaten, Yönetmelik’in 23.maddesinde de iki başvuru yapıldığı taktirde ilk başvurunun esas alınması gerektiği bir kez daha vurgulandı. Ayrıca asıl alacak bakımından gerçekleşen dava şartının faiz için de geçerli olacağı belirtilerek dava konusu işlemiş faizin de talep edilmesinin davanın kabulünü engellemeyeceği değerlendirildi.

Sonuç olarak, Yargıtay davanın usulden reddini hatalı buldu ve kanun yararına temyiz istemini kabul ederek kararı bozdu. Nihayetinde; tamamıyla aynı alacakların konu edildiği iki davadan ilkinin usulden reddedilmesi halinde ilk dava öncesinde düzenlenen arabuluculuk son tutanağının ikinci dava olan itirazın iptali davasından önce zorunlu arabuluculuk şartının sağlanması adına sunulabileceği sonucuna varıldı.

Karara ulaşmak için tıklayınız.


Bültendeki tüm yazıları incele

Space her yerde!

Space uygulamasını istediğin cihazda kullan. Hem de ileri web uygulaması olarak.