Başvurucu, 10.05.2017 tarihinden 07.12.2021 tarihine kadar silahlı terör örgütüne üye olma suçu kapsamında Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutulmuştu. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulunun salgın sebebiyle verdiği tavsiye karar neticesinde başsavcılıklara 14.03.2020 tarihinde Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından bir yazı gönderildi. Yazı kapsamında mahpusların açık ve kapalı görüş haklarının kullanımı ikinci bir yazıya kadar ertelenmişti. Sonrasında bu kısıtlamanın aynı şekilde uygulanması için dört farklı yazı yazılmış ve kısıtlama devam etmişti. Yazı kapsamında mahpusun belirleyeceği bir kişi ile ayda bir kez kapalı görüş yaptırılmasına karar verilmişti. Sonrasında kısıtlama başka şekillerde değiştirilmişti.
Başvurucu, kapalı ve açık görüşlerin kısıtlanmasına yönelik verilen kararların yasal dayanağının bulunmadığını ileri sürerek infaz hakimliğine şikayet dilekçesi sundu, fakat şikayeti reddedildi. Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulundu. Mahkeme, müdahalenin temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunmadığı gerekçesiyle İnfaz Hakimliğinin kararını uygun buldu.
AYM, incelemesinde ziyaret hakkının kısıtlanmasına ilişkin tedbirin kanuni bir dayanağının bulunmadığını saptadı. İnfaz Yönetmeliğinin 96.maddesinde yer alan durumlardan birinin ortaya çıkması halinde ne şekilde hareket edileceği belirtilse de ziyaret hakkına ilişkin bir kısıtlama tedbirinin düzenlemede özel olarak yer almadığı belirtildi. Hastalığın yayılmasının engellenmesi amacıyla kurum idaresine genel tedbirler alması noktasında verilen söz konusu yetkinin, ziyaret hakkının kullanılmasının bir süre boyunca tamamen durdurulması şeklinde aile hayatına saygı hakkına müdahale edilmesine izin verecek nitelikte uygulanmasının kanunilik şartını karşılamadığı değerlendirildi. Somut durumda kısıtlamaların bir düzenleme ile değil idari talimat yazıları doğrultusunda uygulandığı vurgulandı.
AYM, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan bir tedbir ne kadar gerekli ve ölçülü olursa olsun salt idari bir işleme dayanıyorsa bu tür bir müdahalenin kanunilik şartını sağlamayacağına karar verdi. İdarenin takdir alanı içinde olmayan bir konuda idari kararla temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılamayacağı ve kanuni bir dayanak olmadan idarenin ilk elden böyle bir sınırlama yapamayacağı vurgulandı. Bunların ışığında AYM, müdahalenin kanuni bir dayanağı olmadığı belirtti ve özel aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
Kararın detayları için tıklayınız.