Sermaye şirketlerinin de adli yardımdan yararlanabileceğine hükmedildi

Anayasa Mahkemesi sermaye şirketinin durumu değerlendirilmeden sırf tüzel kişi olması nedeniyle adli yardımdan yararlanamayacağına karar verilmesini Anayasa’ya aykırı buldu.

  • Ömer Batuhan Uçmak

  • Kasım 08, 2023

Sermaye şirketlerinin de adli yardımdan yararlanabileceğine hükmedildi

Başvuruda bulunan Kemtaş Tekstil İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. inşaat işi ile iştigal etmekteydi. İnşa etmiş oldukları alana ilişkin Diyarbakır Valiliği imar planının iptali talebiyle bir dava açtı. Danıştay’da verilen idare lehine karar sonucu yapılan yargılamada söz konusu revizyon nazım imar planının iptaline karar verildi. Bu karara istinaden de yıkım işlemleri gerçekleşti. Sonrasında başvurucu, ilgili idareler aleyhine yıkım işlemlerinin hukuka aykırı yürütülmesi sebebiyle tazminat davası açtı. Dava sırasında başvurucu bilirkişi raporuna istinaden tazminat miktarının ıslahı ile adli yardım talebinde bulundu.

Başvurucu, adli yardım dilekçesinde ıslah harcını ödeme gücü olmadığını, bilirkişi raporunda belirtilen tazminat miktarının çok yüksek olduğunu ve bu sebeple de ödenmesi gereken harç miktarının kendileri için fazla olacağını; iflasın eşiğine geldiklerini ve masrafları karşılama gücünden yoksun olduklarını belirtti. Buna karşın şirketin gerekli mali durumu gösterir belge sunmaması gerekçesiyle adli yardım talebi reddedildi. Ardından başvurucu yıkımdan sonra ekonomik olarak iflasın eşiğine geldiğini, inşaat yapımı için alınan krediler sebebiyle banka ve tüm alacaklılar tarafından icra takibi başlatıldığını, tüm mal varlıklarına haciz konulduğunu belirterek itiraz etti. Mahkeme itirazlara rağmen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesinde göre özel hukuk tüzel kişilerinin adli yardımdan yararlanabileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığını gerekçe göstererek talebi reddetti. Bu sebeple de başvurucu aslında lehe hüküm aldığı bir davada adli yardım talebi kabul edilmediği için zararından çok daha düşük bir tazminatla yetinmek durumunda kaldı.

Somut olayı inceleyen AYM, ilk önce adli yardım talebinin sadece gerçek kişiler için geçerli olmadığını; ayrıca borca batık durumda olan ticari şirketlerin de bu kapsamda görülebileceğini değerlendirdi. Yüksek miktardaki yargılama giderlerini ödemekten aciz olan ticaret şirketleri açısından bu durumun iddialarını yargısal merciler önünde dile getirmelerini imkansız hale getirebileceği belirtildi. Aynı zamanda ödeme gücünden yoksun ticari şirketler açısından mevzuatta adli yardım kurumu dışında dava açmalarını kolaylaştırabilecek herhangi bir düzenleme ya da yargısal uygulamanın bulunmadığı saptandı. Bu noktada dava ehliyetine sahip olduğu halde yargılama masraflarını ödeme gücü olmadığını iddia eden ticaret şirketi için bir değerlendirme yapılması gerektiği vurgulandı.

Sonuç olarak, başvuru konusu davada başvurucunun bireysel durumu değerlendirilmeden sırf tüzel kişi olması nedeniyle adli yardım müessesinden yararlanamayacağına ilişkin yapılan müdahalenin başvurucunun mahkemeye erişimini imkansız hale getirdiğine ve başvurucu üzerinde ağır bir külfet oluşturan müdahalenin ölçüsüz olduğuna karar verildi. Böylece AYM, başvurucunun Anayasa’nın 36.maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine hükmetti ve yargılama giderlerinin başvurucuya ödenmesine karar verdi.

Kararın detayları için tıklayınız.


Bültendeki tüm yazıları incele

Space her yerde!

Space uygulamasını istediğin cihazda kullan. Hem de ileri web uygulaması olarak.