FETÖ/PDY üyeliğine ilişkin soruşturmaya dayanarak kira sözleşmesinin feshi Anayasa’ya aykırı bulundu

Hakkında FETÖ/PDY üyeliğine ilişkin soruşturma bulunan başvurucunun kira sözleşmesinin feshedilmesinin, mülkiyet hakkını ihlal ettiğine karar verildi.

  • Beril Güçlü

  • Kasım 28, 2023

FETÖ/PDY üyeliğine ilişkin soruşturmaya dayanarak kira sözleşmesinin feshi Anayasa’ya aykırı bulundu

Anayasa Mahkemesinin (“AYM”) önüne bireysel başvuru yoluyla gelen olayda, başvurucu Bahri Alataş Samsun Büyükşehir Belediyesine ait olan Bafra Sebze ve Meyve Hali'nde 6l No.lu dükkânda kiracıdır. Belediye ile başvurucu arasındaki kira sözleşmesi 31.12.2023 tarihine kadar geçerli olacak şekilde düzenlenmiştir. Ancak, başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliği suçundan soruşturma başlatılması sebebiyle, belediye tarafından 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin (667 sayılı KHK) 8. maddesi uyarınca kira sözleşmesi 17.11.2016 tarihinde feshedilmiştir.

AYM, Bahri Alataş başvurusunda kira sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasını incelemiştir.

667 sayılı KHK'nın "İrtifak ve İntifa hakları ile kira sözleşmelerinin iptali" kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:

"Mülkiyeti 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri ile özel bütçe kapsamındaki idarelere, düzenleyici ve denetleyici kurumlara, sosyal güvenlik kurumlarına, mahalli idarelerle bu idareler tarafından kurulan birlik ve işletmelere, özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile sermayesinin %50'sinden fazlası kamuya ait diğer ortaklıklara ve vakıflara ait olan her türlü taşınmazın yararlanıcıları ile kiracılarının, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatının değerlendirilmesi halinde irtifak ve intifa hakları ile kira sözleşmeleri ilgili kurum ve kuruluş tarafından resen iptal edilir. Bu durumda, ilgili kurum ve kuruluşlara ait ve sözleşme tarihinde mevcut bina, yapı ve tesisler hariç olmak üzere, taşınmazların üzerinde yapılan bina, yapı ve tesisler ile her türlü taşınır, alacak ve haklar, belge ve evrak 23/7/2016 tarihinden geçerli olmak üzere bedelsiz olarak Hazineye devredilmiş sayılır."

Anayasa Mahkemesinin yapmış olduğu değerlendirmeye göre:

Başvurucunun kira sözleşmesi, hakkında FETÖ/PDY ceza soruşturması bulunması nedeniyle 17/11/2016 tarihinde 667 sayılı KHK'nın 8. maddesi uyarınca feshedilmiştir. Bu işlemin iptali talebiyle açılan dava ise başvurucu hakkında FETÖ/PDY'ye üye olma suçundan açılan ceza davasının devam etmekte olduğu belirtilerek 667 sayılı KHK'nın 8. maddesi uyarınca kira sözleşmesinin feshedilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Diğer yandan başvurucu aleyhine yürütülen ceza davasında beraat kararı verilmiş, savcılık istinaf talebinde bulunmuş, bölge adliye mahkemesi talebi reddetmiş ve en nihayetinde Yargıtay başvurucu yönünden kararı onamıştır. Kısaca ortada kesinleşmiş bir ceza kararı bulunmamakta, aksine başvurucu beraat etmiş bulunmaktadır. Mülkiyet hakkının usule ilişkin güvencelerinin varlığı olağan dönemlerde olduğu kadar OHAL şartlarında da zorunludur.

Mülkiyet hakkının usule ilişkin güvencelerinin somut olayda sağlandığından söz edilebilmesi için verilecek kararlarda konu ile ilgili ve yeterli gerekçe bulunmalıdır. Kararı veren mahkeme, neden-sonuç ilişkisi kurarak şeklî anlamda bir gerekçeye yer vermiştir. Fakat şekli anlamda gerekçe belirtmek yeterli olmayıp gerekçenin makul olması da bir gerekliliktir. Makul gerekçeden söz edilebilmesi için, “dava konusu maddi olay ve olgulardan hareketle delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanması ile varılan sonucun ve bu sonuca varılırken kullanılan takdir yetkisinin sebeplerinin belli bir mantık silsilesi içinde ortaya konulmuş olması” gerekir.

Somut olayda idare başvurucu hakkında işlem tesis ederken ilgili KHK'da fesih nedeni olarak öngörülen üyelik, iltisak veya irtibatı ortaya koyacak maddi olgu ve olaylara ilişkin bir açıklama yapmamış, kişi hakkında yapılan soruşturma/kovuşturmanın zorunlu bir sonucu olarak sözleşmeyi feshettiği izlenimi uyandıracak şekilde işlem tesis etmiştir. Derece mahkemeleri de idarenin bu yaklaşımını benimsemiş, başvurucunun terör örgütüne üyeliği ve ilgisi bulunmadığına dair iddialarını değerlendirmeden şeklî bir inceleme ile başvurucu hakkında kamu davası açılmasının sözleşmenin feshi için yeterli bir neden olduğu sonucuna varmışlardır. Hem idare hem derece mahkemelerince benimsenen bu yaklaşım nedeniyle başvurucunun terör örgütüne üyeliği veya iltisak ve irtibatının varlığı somut olarak ortaya konulamamıştır.

Açılan kamu davasının beraatle sonuçlandığı dikkate alındığında, başvurucu hakkında ceza soruşturması/kovuşturması bulunmasının ilgili KHK'nın 8. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi için haklı bir neden oluşturmadığının kabulü gerekir. Hakkında henüz soruşturma/ kovuşturma bulunan kişinin KHK'nın 8. maddesindeki koşulu sağladığını kabul etmek doğrudan kişinin terör örgütü ile ilişiği bulunduğunu kabul etmek anlamına geleceği gibi Anayasa'da teminat altına alınan birçok hak ve güvenceyi de anlamsız kılacaktır.

Anayasa'nın OHAL döneminde temel hak ve özgürlüklerin kullanımının durdurulmasını ve sınırlandırılmasını düzenleyen 15. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucunun 100.000 TL’lik tazminat talebi reddedilerek yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiş.

Karara buradan ulaşabilirsiniz.


Bültendeki tüm yazıları incele

Space her yerde!

Space uygulamasını istediğin cihazda kullan. Hem de ileri web uygulaması olarak.